Belli ki, bugünlerde yoğun seanslar ve eğitimlerden geçeceğim. Görev yerim: tuvalet… Efendim’in ayağının altından sonraki yerim orası. Aklımdan, bana söylenen veya benim yaparım dediğim her şey er ya da geç gerçekleşiyor şeklinde bir altyazı geçti. Yarım saat süre, deterjan, su ve süngerim var. İstediğim gibi temizleme imkanım var. Tuvalet kölesi olacağım ve başıma neler gelecek bilmiyorum. Bok yeme benim sınırlarım dışında olan bir uygulamaydı. Ama, acaba…panik yok.
Dilim yanıyordu
Isıtıcıyı çalıştırıp suyu kaynattım. Deterjanı bol kullanabilme yetkime dayanarak bolca kullandım. Süngerle ovuyorum. Dünyanın tüm temizlik maddelerini de kullansak, adı tuvalet ya insanı iğreti tutuyor. Ben ki, köpeğim temizlenmeden bile gerekeni yapmam lazım. Birkaç kez kaynar su, deterjan ve ovalamayı tekrar edip bıraktım. Suyun olduğu kısıma elimi sokacaktım. Orayı da önce fırçayla temizledim. Süremin de sonu gelmişti zaten. Efendim’in her ihtimale karşı yanında bulundurduğu maske imdadıma yetişti. Evet, ben maskemi unutmuşum. Efendim malını çok iyi tanıyordu. Her şey hazır. Görevime başlıyorum.
Sayısız misafirlerin oturduğu yeri ve iç tarafı boylu boyunca yaladım. Dilim yanıyordu. Deterjanın tadını net bir biçimde alıyordum. Bunun temizlik adına ne kadar iç rahatlatıcı olacağını bilmiyorum. Yalnız, insanların dışkılarını bıraktıkları yeri yalıyordum! Mikrop ve hastalık yuvasını. Tereddüt yaşamıyorum. Sadece gerçeğin farkındayım. Daha önce de, benzer görevlerim olmuştu. Hatta, umumi tuvalette yerdeki pis suya çıplak ayakla basıp ayaklarımı yalamışlığım var. Tuvalet kölesi olmak nedir önceden sadece emir üzerine yaşamıştım.
Efendim’in sidiğini sıçradığı yerleri emir üzerine yaladım
Efendim insaflı davranıp temizleme fırsatı verdi. Teşekkür ederim Efendim… Belli bir gerginliğim vardı buna rağmen köleysem bu olağan bir görevimdi. O yüzden elimi dipteki suya daldırmaktan çekinmedim. Süngerle her tarafını ovdum. Keşke, o tuvaleti kullanan yalnızca Efendim olsaydı. Ben yıkarken Efendim sifonu çekiyor elim suyun içinde kalıyordu. Sanki temiz su değil de, kanalizasyondan dışkılar yukarı gelecek gibi bekliyordum. Elimi tekrar tekrar dibe sokup yıkadım. Aynı süngeri, kaynar suyu döktüğüm yerlere sürüp arındığım bakterileri muhtemelen geri getirdim. Oturulan yere ve iç kısımlarında dolaştım o süngerle. Öyle yaladım. Temizlememin bir anlamı kalmamıştı. Ama yaladım işte. Yine olsa yine yaparım. Efendim emretti sonuçta.
İlk aşamadan sonra Efendim işedi. Ben klozetin dibinde oturuyordum. Daha çok klozetin kenarlarına ve benim üzerime geldi damlalar. köle olmayı iliklerime kadar hissettiğim bu andan sonra, Efendim’in sidiğini sıçradığı yerleri emir üzerine yaladım. Yoğun kahve kokusunu ve yaladığım yerlerden tadını alabiliyordum. Efendim’in idrarının tadını ilk kez tecrübe ettiğimden heyecanlıydım. Şu dayanıksız midem öğürmese köleliğime muhalefet olmasa ne olurdu! Efendim’in emriyle ne yaparsam yapayım asla ve asla, neredeyim ne yapıyorum ve neden yapıyorum gibi cümleler düşünüp kurmam. Ben, Onun ayaklarının altında tuvaletinin kapısında olmaktan çok mutluyum. Yalayarak tattırdığı idrarını tuvalet bulunmadığı yerde ağzıma işeyeceği kölesiyim.
kölenin kafası bok çukurunda, orospu amı sikilmekte
köleliği yeterli gördüğü noktada beni durduran Efendim, şimdi orospusunu kullanacaktı. Ayağa kalktım. Yalnız bu öyle bir kalkış değildi. Efendim’in önünde eğilecektim. Ona hazırlanmak içindi. Klozete doğru. Biraz mesafe kala falan değil. Daha yakın. Daha… Kafam içeri girecek gibi? Hayır. Kafam tam manasıyla klozetin içindeyken sikilecektim. Sudaki yansımamı gayet rahat görebiliyordum. Bu deliğin sonunun, şehrin kanalizasyona vardığını çok iyi biliyorum. Bir yerlerim sivrilmeden devamlı budanıyordum. Benim eğilmemi uygun bulunmamış olacak ki, eliyle kafam sertçe aşağı bastırıldı. Ellerimle klozetten destek alarak bedenimi en kullanışlı halde tutmaya çalışıyordum. Vücudumda yaşanan etkiye kayar oldu gönlüm.
Efendim’in sıcaklığı ile kalçalarımdan amıma kadar ısınıyordum. Ne kadar da yumuşaktı o eller. Sıkmıyor vurmuyor ama! Elleriyle belime ve arada kasıklarıma dokunuşu değerli bir kadın gibi hissettiriyordu ama! Neyse ki, bu keyiften çekilen sifonla uyandırıldım. Suyun sesi kulaklarımda uğuldarken, yüzüme sıçrıyordu. kölenin kafası bok çukurunda, orospu amı sikilmekte. Ötesi yok.
Fazlası değildim.