Spank ile köle eğitimi bir köleyi, köpeği ve orospuyu terbiye etmek anlamına geliyor. Efendim’in sözleriyle demek gerekirse, bir köle görevini daha iyi yapması için motivasyon gerek. Bu motivasyon ancak eğitimin içine spank alınırsa sağlanır. Her zaman ki gibi haklı çıktı ve spank ile köle eğitimi çok başarılı oldu.
Geçen sene yılbaşında bir belgesel izlemiştim. Hayır, entelektüel biri değilim. Sadece basit bir tesadüf.
Annesiz yavru ayıların doğaya adapte olması için belirli alıştırmalar yapılıyordu. Yavru ayıların bakıcısına olan düşkünlüğü ile köle olarak kendimi Efendim’e olan muhtaçlığıma benzetince sıradan bir belgesel beni heyecanlandıran ve zaman zaman içimi sızlatan bir seyire dönüştü. O veda vakti yok mu! Doğaya salınacakları vakit gelince gözlerim dolu dolu oldu. Sonunda tabi ki ağladım!
Ben spank seansından bahsedeceğim. Belgeselden giriş yapma nedenim çok da ilintili değil. Ama çok alakasız da değil. Gerçi, yakınlık olması şart değil. Benim aklımın, ilişkilendireceği konular bazen o kadar enteresan oluyor ki anlatmakta güçlük çekiyorum. Anlatmaya çalışınca da tuhaf bir duruma düşüyorum.
Götünde büyük bir anal plug
Bir köle kadar çıplak, bir orospu kadar giyinik, bir köpek gibi kuyruğa sahip beni düşünün. Hatta Efendim’in objektifinden görebiliyorsunuz. Önüme konan kameranın önünde dolaşıyorum. Tıpkı ormanda hayvanların hareketleri kaydolur gibi. Zorla belgesel ile BDSM seansına benzetmeyi başardım. Ben de aynı o hayvansı içgüdülerle kameraya yaklaşıyorum. Ne olduğunu keşfetmeye çalışıyorum. Ne de olsa köpeğim ben. Kokluyorum. Korkuyorsam da, ilgimi çekiyor. Keşfetmek istiyorum. Zarar gelmeyeceğinden emin olup oynuyorum. Keyfim yerinde, mutluyum. Yumuşak ve tüylü kuyruğum hiç durmadan bir sağ kalçamı bir sol kalçamı okşuyor. Demirlere doğru kalkıyorum, çitlerden atlamak isteyen bir hayvan gibi. Olmuyor, en fazla bir iki adım arka ayaklarımın üzerinde yürüyüp dört ayağa geri dönüyorum.
Götünde büyük bir anal plug varsa zaten hareket etmek zor. Ama bu anal plug ayrıca bir vibratör ve Efendim’in uzaktan kumandayla verdiği ayara göre hareketi ve hareketin şiddeti değişiyor. Farz edin ki hem kuyruk sallıyorsunuz, hareket ediyorsunuz ve aynı anda götünüzden sikiliyorsunuz. Hoşuma gidiyor.
Ayakkabıları çıkarıp yalıyor
Köpek biraz köle olduğunu hatırlıyor ve Efendi’sinin aldığı ayakkabıları çıkarıp yalıyor. Kendi kokum kendi terim içini, altını topuğuna kadar yalıyorum. Öncelerden beri çeşitli yerlerde çok şey yaladım. Artık doğal bir refleksim oldu. Hatta, normal yaşantımda yere bir yiyecek döküldüğünde silmiyorum. Yalıyorum. Hoşuma gidiyor. Kendimi hem köpek gibi, hem de özel hissediyorum.
Köpek ayağa kaldırıldı. Kuyruk artık köpekliğin değil orospuluğun bir sembolüydü. Salladığı kuyruk yine tatlı bir cezaya neden oldu. Gerçi sallamasam da, daha kusurlu bir duruma düşüyorum. Kuyruk sallayarak spank cezasını hakkedebildiğim için seviniyorum. Bu benim için bir onurdur. Çünkü ben Efendim’in orospusuyum.
Spank cezası ile karşı karşıyaydım
Üst katın korkuluk demirlerine ellerimden bağlıyım. Sesimi kesmek ve dişimi sıkmak için ısırabileceğim bir kumaştan destek alacağım. Ben merakla ve korkuyla sopanın kıçıma ineceği anı beklerken birden kuyruğum sallanmaya başladı. Daha baştan kendimi acıya o kadar şartlamışım ki, aslında keyifli titreşimlere fazla tepki verdim.
Ardından Efendim avucunun içi ile kalçalarıma vurmaya başladı. Efendim’in elleri tüm gerginliğimi almıştı. Sopadan uzaklaştıkça uzaklaşıyorken kıçımda varlığını hissettim. Henüz ilk vuruşta dayanıksız bir duruş ve acı duydum. Artık spank cezası ile karşı karşıyaydım. Geçen sefer çok güzel izlerim olmuştu. Canım acıyacak ama daha koyu renkli izlerim olsun istiyorum. Yumuşacık koltuğa oturmakta bile zorlanmak ve yatağa yattığımda bir yandan diğer yana dönmek istiyorum. Orospuluğumun işe yarayışını mı desem cezasını mı desem! İki tabir de yerinde olur.
Üç delik orospuluğun bir gereği
Sopa hakkettiğimi yaşatıyordu bana. Gram ile ölçülebilir olan sopanın ağırlığı ile hissettirdiği acı ve ağrı arasında inanılmaz derecede uçurumlar var. Oldukça hafif ve esnek olan bu sopanın keskin acısını hiç beklemezsiniz bence. Metal dişleri olan köle sopası! Bir ısırığı var ki, köpeği bile at gibi tepindiriyor. Ne yapayım acımı bastırmak için bacağımı sallıyorum. Bu kadar saçma bir hareketten medet umacak kadar canımın sızısıyla çırpınıyorum. Efendim’in de uyardığı gibi köpek olduğumu biliyorum. At gibi tepinmemeliydim ama elimde değildi. Bazen peş peşe veya aralıklı sopa yiyordum. Bacaklarımda derman kalmıyor ve iki büklüm oluyordum. Topuklular, uzun süre ve ayakta çektiğim bu cezayı destekliyordu.
Efendim kuyruğumu çıkardı. Biraz da, orospuluk cezası üzerinde duracaktı galiba. Çünkü, orospuluğun bir ilki yaşanmıştı. Üç delik orospuluğun bir gereği daha yerine geldi. Efendim kölesini götten sikmişti.
Yani ben orospu olarak Efendim’e bir hizmette daha bulunabilmiştim. Çok korktuğum ve tedirgin olduğum bir şeydi ama her şey kolayca ve rahatlıkla olup bitmişti. Kıçıma yediğim sopalar ceza olduğu kadar okşayıcı idi. Beceriksizliğimin bir sonucu olarak yaşamadığım için ruhum huzurdaydı. Bedenime işlenen acı elbet dinecekti. Kalan izlere dokunup seveceğim onları. Aynada bakıp erken silinmesin diye iç çekeceğim.
At kamçısına layık görülmek
Cezamı ve izlerimi sevmesine seviyorum da, o esnada sopanın kıçıma vurulmasına sızlanmayla karşılık vermekten başka bir şey yapamıyordum. Elimle bir dokunabilsem okşayabilsem belki bir nebze sızısını alabilirdim. Ama ellerim parmaklıklara bağlı. Efendim’in ellerini tabi ki tercih ederim. İyi ki benim ellerim bağlı. Efendim’in ellerini hissediyorum kalçamda. O eller veriyorken bu acıyı, aynı zamanda şifa veriyordu. Bir dokunuş çok anlatabilir. Sevebilir, destek olabilir, sakinleştirebilir, cesaretlendirebilir…
O kadar tepinirsem sopadan, sopa aradan çıkar artık. At gibi tepinen bir köleye at kamçısı. Şimdi tastamam oldum işte. Efendim, at kamçısını kıçımda gezdirdiğinde yüzeyindeki o incecik tırtıklı desenleri normalde korkuturken şimdi hassaslaşan ve tahriş olmuş tenimde gezinmesi mahvediyordu beni. Benim sızlanmalarıma ve tepinmelerime rağmen beni daha fazla zorlayan, zorlarken beni güçlendiren onurlandıran Efendim’e canım bedenim feda olsun. Sopayla yetinmeyip, at kamçısına layık görülmek cezamı katlamakla beraber beni mutlu ediyordu. Bir ara farklı bir malzemenin darbelerine maruz kaldım.
Kamçının ve acının etkisiyle
Ne olduğunu anlayamadım. Daha fazla alana etki ediyor ve acısı iki kattı. Efendim’den sonradan öğrendim ki, hem sopa ve hem de at kamçısını aynı anda kullanmış. Kulaklarım dinlerken çınladı. İçim ürperdi ama ikisini aynı anda yaşamışım. Acıyla nasıl çırpındığıma mı üzüleyim, nasıl ayakta kalışıma mı hayret edeyim, yoksa Efendim’in beni kıdem arttırır gibi daha fazla acıya değer görmesine mi şükredeyim!
Çok sızlandım. Çok debelendim. Pek uslu olamadım. Son 30 da uslu olmak mı, yoksa tüm cezayı baştan almak mı? Üstelik at kamçısıyla! Eee o kadar at gibi tepinirsem kamçı iner kıçıma. Elbette gayretim 30’u sayarken teşekkürümü etmekten yana idi. Tek tek saydım. Çok zorlandım sayarken.
Dolu dolu darbeler kıçıma geldi
Son vuruşlar her zaman öncekilerden katmerli olduğu için zorlar. Kamçının ve acının etkisiyle ya sayıları unutursam ya karıştırırsam ve bundan dolayı Efendim baştan alırsa diye ödüm kopuyordu. Uslu durmak güçtü. Gık çıkarmadan, fazla tepinmeden o süreci geçirmek kolay olmadı. Çok şükür ki, şansım yaver gitti de bir yanlışlık olmadan 30’a ulaştım.
Spank ile köle Eğitimi – Video Fragman
Efendim kendi biçtiği cezayı tamamlamıştı. Kendisinden bir ricam vardı. İzlerimin kalıcılığını artırmak amacıyla 5 kamçı daha vurabilir miydi! Çektiğim acının farkındaydım ve canıma susamamıştım ama bitmişti spank cezası. Kim bilir bir sonraki ne zamana kısmetti. Son bir yudum gibi, son bir bakış, son bir derin nefes gibi değerliydi o son 5 kamçı. Kırmadı beni Efendim. Dolu dolu darbeler kıçıma geldi ama tüm bedenim etkisinden yandı. Kamçı indiği andan itibaren özlemim birikiyor spank cezasına.
Üzerinden geçen zamanla diyebilirim ki, keşke Efendim’den 5 değil 20 için dilenseydim!