loader image

Meydan Falakası ile Aşağılanma Rüyası

Meydan Falakası ile Aşağılanma Rüyası Hayallerimden birisi kadınların huzurunda meydan falakası içinde ceza almak. Belirli ceza ve görev içinde kadınların önünde falakaya çekildim, onların ayaklarını yaladım ve aşağılandım. Buna rağmen bir eksik var. Eksiği cama karşı falakaya çekilirken, tekrar içimde canlanan bir rüyamla anlatmak istiyorum.

Rüyamda, geniş ve taş döşeli bir meydanın ortasında, kalabalığın ortasında duruyordum. Herkesin gözü benim üzerimdeydi, özellikle de kadınların. Meydan, bir tür küçücük antik amfitiyatro gibi düzenlenmişti; çevremde yükselen basamaklarda oturmuş insanlar beni izliyordu. Genelde seyircilerin hepsi çıplak ayaklı kadınlardı. Havanın gerginliği hissediliyordu; sanki herkes nefesini tutmuş, olacakları bekliyordu.

Falakayı tutan iki kadın vardı

Birden, Efendim ortaya çıktı. Onun varlığı tüm meydanı doldurdu, herkes sus pus oldu. Beni falakaya çekeceğini biliyordum ve içimde garip bir heyecan dalgası yükseldi. Bu anı beklemiştim. Efendim, sert ve kararlı adımlarla yanıma yaklaştı, gözlerinde kararlılıkla karışık bir merhamet vardı. Yavaşça ayaklarımı uzattım ve falakaya çekilmek için hazırlandım.

Falakayı tutan iki kadın vardı. Ayaklarımı yüzüme aşağılayıcı bakışlarla sıkıştırıyorlardı. “Dur daha başına gelecekleri bilmiyorsun pis orospu!” derler gibiydi. Her ikisi de merhametsizce gülümsüyordu, benim çektiğim acıdan açıkça zevk alıyorlardı. Onların bu duygusuz bakışları ve zalim gülümsemeleri, rüyanın gerçekçiliğini daha da pekiştiriyordu. İçimde korku ve heyecan birbirine karışmıştı. Efendim’in her bir hareketi, sanki bir ritüelin parçasıydı. Elindeki değneği kaldırdığında kalabalık bir uğultu çıkardı.

Daha fazlasını hak ediyor

İlk darbe indiğinde, keskin bir acı hissettim ama bu acı, bana tarif edilemez bir haz veriyordu. Ayaklarıma inen her bir darbe, acıyı ve aşağılanmayı derinleştiriyor, içimde karmaşık duygular uyandırıyordu.

Kadınların gözlerine baktım, falakayı tutan ve seyirci olan. Hepsi dikkatle izliyordu. Bazılarının yüzlerinde küçümseyici bir ifade, bazılarında ise açıkça keyif almış bir gülümseme vardı. Aralarında, alaycı ve aşağılayıcı laflar edenler de vardı: “Bakın, nasıl da acı çekiyor!”, “Bunu hak etmiş olmalı!”, “Daha fazlasını hak ediyor!” Bu sözler, onların beni küçümsemesi ve cezalandırmaktan aldıkları zevk, beni daha da coşturdu. Her bir darbe, hem acının hem de hazın daha da derinleşmesine neden oluyordu. İçimde yoğun bir duygu fırtınası kopuyordu. Acı ve haz iç içe geçmiş, bana karışık ama derin bir zevk veriyordu.

Kesinlikle yetmez

Kadınların beni aşağılaması, beni cezalandırmaktan duydukları zevk, her şeyin bir parçasıydı. Bu durumdan hoşlanıyordum, bu karmaşık duyguların içinde kaybolmuştum. Efendim’in elindeki sopa her indiğinde, kalabalık biraz daha heyecanlanıyor, ben ise içimdeki karanlık hazza daha da yaklaşıyordum. Kalbim hızla çarpıyor, nefesim kesiliyordu. Her darbe, içimdeki korkuyu artırıyor ama aynı zamanda hazzı da derinleştiriyordu.

Falakayı tutan kadınlardan biri, Efendim’e dönerek, “Bu kadar ceza yeter mi?” diye sordu. Efendim ise, gözlerindeki alaycı ifadeyle, “Kesinlikle yetmez,” diye cevapladı. Bu soru, aslında sadece beni daha da aşağılamak için sorulmuştu ve bu, benim çok hoşuma gidiyordu. Her bir darbe ile içimdeki aşağılanma duygusu artıyordu, ama bu aşağılanma bana yoğun bir haz veriyordu. İçimdeki çelişkili duygular, rüyayı daha da gerçek kılıyordu.

Meydan falakası için bir tükürük azdı

Falakayı tutan kadınlardan biri, Efendim’den müsaade isteyerek yüzüme tükürdü. Bu an, rüyanın en aşağılayıcı anlarından biriydi ama aynı zamanda içimde yoğun bir haz dalgası yarattı. İçimden, “Keşke diğeri de tükürseydi,” diye geçirdim. Sonra tüm kadınların yüzüme ve ağzıma tükürmesini içimden istedim. Meydan falakası için bir tükürük azdı. Bu düşünce, rüyanın bana yaşattığı duygusal karmaşayı daha da derinleştiriyordu. İçimdeki tüm duygular birbirine karışmış, beni adeta duygusal bir girdaba sürüklemişti.

Ardından rüyamın içinde ıslatan bir emir geldi. Efendim seyircilerden birini çağırdı. “Bu kadının tabanlarını tertemiz yala” dedi Efendim. Kadın önce şaşırdı ama hemen mutlu bir bakışla tabanını yüzüme doğru uzattı. Çok pisti. Tüm tabanı bütün gün çıplak ayakla dolaşmaktan kirliydi. Ve kokuyordu. İşte o an kendimi kaybedebilirdim. Ben temiz ve kokusuz kadın ayağı sevmiyorum. Temiz ayak yaladığım zaman kendimi sosyete kölesi gibi hissediyorum. “Ayaklarını hemen yala köpek!” diyerek ağır bir darbe indi ayaklarıma.

Aç köpek gibi tabanlarını yalıyorum

İşte şimdi duygularım çıldırmak üzereydi. Hayır, adeta çıldırıyordum zevkten. Aç köpek gibi tabanlarını yalıyorum. Yalarken nefes alıyorum ki ayağın kokusunu da ciğerlerime çekeyim. Efendim bana merhametli davranması için dilimle ayak parmakların arasına giriyorum ve yaladığım pisliği yutuyorum. Şu an ki mutluluğumu anlatamam. Ve benzeri bir mutluluğu ayağını yaladığım ve bakışlarıyla beni hiçe sayan kadının yüz ifadesinde görüyorum. Son olarak ayaklarını öpüyorum ve “Teşekkür ederim ayaklarınızı yalattığınız için” diyorum. Meydan falakası devam ediyor.

Meydanın ortasında, herkesin gözü önünde bu aşağılanmayı ve acıyı yaşarken, içimde tarif edilemez bir haz hissediyordum. Her bir darbe, her bir aşağılama, beni daha da derinlere çekiyordu. Rüya boyunca, meydanda süren bu ceza ritüeli, hem benim için hem de izleyenler için adeta bir gösteri haline gelmişti. Her bir an, her bir darbe, rüyanın içinde farklı bir anlam kazanıyordu. Meydandaki herkesin gözleri üzerimdeyken, Efendim’in her bir darbesinde, ben kendi iç dünyamda daha derinlere iniyordum. Bu rüya hem acı, hem aşağılanma, hem de hazzın mükemmel bir birleşimiydi. Her anını büyük bir tutkuyla yaşıyordum.

Sopanın çıplak tabanlarıma inmesiyle

Rüyamda yaşadığım bu karmaşık duygular, acı ve hazın iç içe geçtiği bu anlar, beni derin bir düşünceye sevk ediyordu. Aşağılanma ve cezalandırılma duygusuyla birleşen bu yoğun haz, bana kendi iç dünyamı keşfetme fırsatı veriyordu. İçimdeki bu derin ve karmaşık duygular, rüyanın her anında daha da belirginleşiyor, beni içsel bir yolculuğa çıkarıyordu. Her bir an, her bir darbe, bana kendi içsel gücümü ve zayıflıklarımı hatırlatıyordu. Bu rüya, benim için sadece bir ceza ritüeli değil, aynı zamanda bir kendini keşfetme yolculuğuydu.


Pencerede Falaka Teaser

– Heyecan dolu video FAN bölümünde mevcuttur –




Efendim beni camın karşısında başka insanları görebilme pahasına falakaya çekmenin nedeni ortada. Dönem dönem gördüğüm bu tür rüyaları tekrar yaşamamı istiyor. Beni rüyalarıma doğru götürüyor. Biliyorum, bir gün beni rüyamda gibi meydan falakasına çekecek. Bana acımadan sopanın çıplak tabanlarıma inmesiyle büyük acılar yaşatacak. Kadınlara karşı aşağılatacak. Onların suratıma ve ağzıma tükürmesine müsaade edecek. Onların aşağılayıcı sözlerini bana dinletecek. Ve herkesin önünde bana seçtiği kadınların pis ayaklarını yalatacak diğerleri zevkle izleyip benimle alay ederken.

Gönlümden tek dileyim, tez zamanda gerçek olsun çünkü bunu en çok ben yaşamak istiyorum.

Yazımı paylaşın

Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz. - Özdemir Asaf

Yazar

Paylaşımlar

Diğer yazılarımı da okuyun :-)

köle Elif

Yazımı paylaşın

Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz. - Özdemir Asaf

Yorumlarınız

Düşücelerinizi paylaşın

Bildiri Gönder
Bildir
guest

6 Yorum
Beğenilenler
En Yeniler Eskiler
Inline Feedbacks
View all comments

6
0
Düşüncelerini paylaş, lütfen yorum yap.x