Dün akşam banyo yaptığımda yüzümü ve ayaklarımın altını özellikle lif ile iyice yıkamıştım. Umumi tuvaletteki seanstan dolayı artık burnuma tuvalet kokusu yerleşmişti. Ayakkabılarımı bile çamaşır makinasına atmıştım. Siz, bugün için ‘bir adım ötesi’ deyince yine tuvalette bir seans olacağını sanmıştım. Yine, o küçük beynimle Siz’in neler yaptırabileceğinizi düşünemedim. Tuvalete göndermediniz, ama beni kıçı boklu köle Elif yaptınız.
Gece, görevlerim hakkında düşünürken yelleneceğimi daha doğrusu osuracağımı farkedince bir an için, bu yasak mıydı? Hayır, şimdi sıçmam yasak diye kısa süreli bir panik yaşadım.
Sabah 09 civarı uyandım. Kendimi yokladım, sıçma belirtim yoktu. Endişeye gerek yoktu. Yağı biraz kaçmış salata bana yardımcı olabilirdi.
Yürürken donumun da olmayışı ve kıçımın boklu oluşu çok rahatsız ediciydi.
İçimde bir boşluk varmış gibi hissettirdi sütyen ve don olmayışı. Şortumun arası ıslanıyordu arada. Otururken bacaklarımın sıcaklığından uyarılıyor muydum, sadece akıntıdan dolayı mı bilemiyorum. Ama bu ıslaklığın yürürken ve eğilirken tekrar tenime değmesi sinir bozucuydu.
Doktora gidince önce tuvalete girdim
11.30 doğru tuvalete gittim. Sıçamazsam ne yapacaktım bilmiyordum. Evde müshil de yoktu. Vakit dolacaktı az kalmıştı. Müshili almak için zaman istesem verir miydiniz, yoksa zaman aştım diye kızıp ceza mı verirdiniz? Tuvalete oturmuş, eli çenesinin altındaki köleniz bunları düşünüyordu. Çok geçmedi, bağırsaklarım yetişti. Sıçtım. Buna sevineceğimi tahmin edemezdim. İşin bu kısmı tamam. Ya şimdi! Temizlenmeden nasıl kalkarım? Kalktım, şortumu yukarı çektim. Tuvaleti yıkarken, kendimi öylece bırakmıştım. Düne göre bu kez tuvalet temiz ben ise pistim. Ellerimi de yıkayıp çıktım. Asıl zor kısım yeni başlamıştı. Yürürken donumun da olmayışı ve kıçımın boklu oluşu çok rahatsız ediciydi. Otururken hele de, iyice yapışıyordu belki de kıçıma.
Herşey bir kenara, Siz ‘kıçı boklu köle’ diye yazdığınızda çok sevimli geliyor.
Doktor da randevum olduğu için 14 de evden çıkarken telefonda daha önce hiç kullanmadığım sağlık uygulamasını açtım. Yürüyüş takibini başlattım. Hem adımları sayıyordu hem de yürüdüğüm mesafeyi. 3km’yi hedef olarak ayarladım. Doktora gidince önce tuvalete girdim. Her yerde layık olduğum yeri buluyorum artık 🙂 Üstelik gayet temizdi.
Artık kıçı boklu ve sidikli bir köleydim
Çantamdaki kilodu giydim ve muayene girdim. Acaba doktor koku alıyor mu diye endişelendim ama yapacak bir şey yoktu. Muayeneden sonra hemen tuvalete döndüm. Kilodu çıkarırken saate baktım, 7 dakika olmuştu. Sırada 3km yürüyüş vardı. Telefon elimde caddeye doğru gidiyordum. Hava yine yağabilir diye şemsiyem de vardı. Arada, adım sayıma ve yaptığım mesafeye bakıyorum arada mağazaların vitrinine. Ne gördüm diye sorsanız, hatırlamıyorum. Asıl ilgilendiğim onlar değildi. kölenizi kıçı boklu haliyle sokak sokak gezdirmenizdi. Bu iyi bir şeydi. Kıçımın boklu oluşu, bir nevi Siz’in köleniz olmamın bir nişanesiydi. Cadde upuzundu. Sonuna doğru yaklaşırken, 1.5km yapmıştım bile. 2km doğru yaklaşırken döndüm. Havanın yağma ihtimaline karşın, bunaltıcı bir hali de vardı. Pistim, terliyordum ve yoruluyordum.
Eve 5dk mesafe kala 3km doldurmuştum, 4105 adımla. Seansı yarılamanın keyfi ile döndüm eve. Bir süre ev işleri ile oyalandım. Kıçım boklu olunca ne yapsam yarım kalıyor sanıyorum. Kendim temiz olmayınca. Hiç böyle pis kaldığım olmamıştı. En azından elim kıçıma uzanabildiğinden bu yana. Boklu kıçımın üzerinde otururken bir ara çişim geldi. Gidip işesem temizlemek yasaktı. Daha beter pis olacaktım. Kendimi tutabildiğim kadar tuttum. Sonunda gidip işedim. Artık kıçı boklu ve sidikli bir köleydim. Karanlık olurken bir koku aldım. Böyle tuvaletten beter lağım gibi kanalizasyon gibi. Acaba ben mi kokmaya başladım diye kendimi kokladım. Ne komikti o an!
Kaynar su, yakmıyor uyuşturuyor sanki
Sonra sokaktan geldiğini farkettim. Bazen yaz akşamlarında fabrikalar yüzünden böyle kokuyor sokaklar. Vakit dolmak üzereyken tekrar sıçasım geldi. Lağım faresi oldum resmen. Bu ne pislik! Güldüm kendime. Ardından soyunup duşun altına girdim. Sıcak suyu açtım. Hatta yoğun buhar çıkıyordu sudan. Kıçıma tuttum başlığı. Kaynardı su. Haşladım kendimi resmen. Bir süre öyle bekledim. Sonra yıkamak için elimi uzatırken kıçıma dokunacakken gözlerimi kapatıp kendimi sıktım. Elim titriyordu. Ne kadar pistim bilmiyordum. Zor oldu o ilk dokunuş ama temizledim kıçımı. Defalarca sabunladım. Ah o beyaz köpükler… Bacaklarımdan aşağı suyla gidişi yok mu, pislikten arınırken izlemesi bile ne zevkliydi. Suyun altında kaldım biraz. Kaynar su, yakmıyor uyuşturuyor sanki. Rahatlatıyordu. Havluyla kurulanıp çıktım banyodan.
Giyindim ve günlük yazımı yazmaya başladım…