Sokağa çıktığımda insanları gözlemlemeyi seviyorum. Özellikle çiftleri… İzlemlerin ve hayatın bana verdiği tecrübeyle diyebilirim ki kadınlar falakaya çekilmeli ama konuya baştan başlayalım.
Kadınların, erkeklerin bir adım gerisinde veya arkasından yürümelerini gördükçe deli oluyorum. Neden beraberce atmazlar adımlarını! Erkek neden beklemez kadınını! Kadın neden geride yürür! Gittiği adresi mi bilmez ve bulamaz? Trafik ışıklarında bile, erkeğin sağa sola bakmasının ardından kadın ilerleyebiliyor. Birçok şeyden mahrum kalan kadının hareket etme hatta düşünme becerileri fazlasıyla kısıtlanmış durumda. Hak verilmez alınır! Kadınların erkeğin arkasından ileri atılması gerek. Tercihinizi soran ve sizinle aynı anda atılan adımlara eşlik eden erkeklerle yoldaş olun. Kendinizi ve zekanızı küçümsemeyin. Size bir şey yapılmasını, yol gösterilmesini veya hediye alınmasını beklemeyin. Kendiniz yapın. Yanlış olabilir, eksik olabilir. Sonunda başarırsınız ve siz yapmış olursunuz. Yanlış sokağa saparsanız endişelenmeyin. Yeni yollar keşfetmiş olursunuz. Gidin çalışın ve canınız ne istiyorsa onu kendinize alacak güce sahip olun. Hayal kırıklığına uğramazsınız.
Yemek katıksız olmaz kadın da falakasız
‘Kadını götürüp mutfağa ya da süslenme odasına kapatıyor, sonra da ufkunun darlığına şaşırıyoruz; kanatlarını kesiyoruz, sonra da uçamıyor diye yakınıyoruz.’
Simone de Beauvoir
Mutfak demişken, yemek katıksız olmaz kadın da falakasız! Evet, önceki sözlerime bakın, şimdi dediğime bakın ve gelin görün daha neler diyeceğim. Öyle kadınlar var ki, onlar falakayı fazlasıyla hak ediyor.
Annem mesela, iyi bir falakaya ihtiyacı var. Sadece Efendim tarafından. Beni mahrum ettiği her şeyden ötürü. Özgüvenimin ve daha başka yönlerimin gelişmeyişinin sebebi kendisidir. Ayaklarını sabitleyen ipi tutacak kadar istiyorum falakaya çekilmesini. Ağlaması ve bağırması yasaklı olmalı. Bu vakte kadar neler kaybettiğimi, falaka esnasında Efendim’in her darbesinde hissetmesini istiyorum. Sonunda beni anlayacağına eminim. Farkındalığın ve pişmanlığın acısı tabanlarının acısından daha fazla yakacak canını.
Tabanlarıma çekilen falaka sayısı da beni öyle mutlu ediyor
Cezadır, keyiftir, ilaçtır, eğiticidir. İlizyondur falaka…
İnen darbenin acısını savınca, tekrar sopaya doğru uzatma isteği acıdan ağır basıyor. Kim olduğum kazınıyor tabanlarıma. Silkeleniyorum, güçleniyorum. Canlı olduğuma ikna oluyorum Oyunlarda toplanan altın nasıl mutlu ediyorsa oyuncuyu, tabanlarıma çekilen falaka sayısı da beni öyle mutlu ediyor. Falaka günüm olsa mesela, saatlerce uygun pozisyonda bağlı kalsam. Efendim canı istediğinde gidip gelip beni falakaya çekse. Yanlış anlaşılmasın bu kadar istiyor olmam ayaklarımın yeterince acıtılmadığı anlama gelmiyor. Efendim, baya baya güç kullanarak indiriyor kemeri. Darbesinden mi korkayım, ayağımdan çıkan sesten mi bilemiyorum. Ayaklarım kesilip yerine geri geliyor sanki. Efendim emretmedikçe, bakamadım yukardan kemerin inişine. Gözümden yaş çıkması sadece detay. Derdim başka aslında.
Efendim kadınları falakaya çekmeli
Falaka canımı yaktığında acısını bastırmadan acı miktarı bağırmalı mıyım? Yoksa, mümkün olduğu kadarıyla tepkisiz mi kalmalıyım? Efendim’i hangisi o an memnun eder, keyfini kaçırır bilemiyorum. Şimdilik yapabildiğim dayanabilmek, çığlık çığlığa kalmadan. Ruhum dayanmak istiyor, bedenim zayıf düşüp kıvranıyor. Fazlasını istedim, hatta Efendim’e de söyleyebildim üstelik 😐 Boylu boyunca falakaya çekilmek istediğimi…
Nasıl dayanabilirim diye hesap etmedim. Teslimiyet hesapsız olmaz mı zaten?
Düşüncelerim size karışık gelebilir. Aslen bir çelişkiyi size anlatmak istiyorum. İçinde bulunduğum çelişkiyse bana göre çelişki değil. Bana iyi geliyor. Kadınlar falakaya çekilmeli derken ne demek istediği mi anladınız mı?
Beni falakasız bırakmayın Efendim
Kadınlara el kalkmamalı, kadınların hakkı ayakların altına alınmamalı, kadınlar el üstünde tutulmalı, Elif dahil. Ama köle Elif’in tabanlarına el kalkmalı, hakları olmamalı, kendisi ayakların altına alınmalı, sadece Efendi’si tarafından. Efendim kadınları falakaya çekmeli. O kime ne gerektiğini çok iyi biliyor.
Efendim’in ellerine güveniyorum. Ben dayanamasam da, Efendim dayanabileceğim derecede uygulama yapacaktır. İster ceza ister sizin keyfiniz olsun sebebi, beni falakasız bırakmayın Efendim.
Elleriniz dert görmesin Efendim…