‘Ayaklarımı iyi yala köpek’ diyebilmek için çok zorlandım. Az daha son şansımı da kayıp edecektim. Oysa hatalarımla yüzleştim. Kendimi ve yaşadıklarımı sorguladım, hatta bastırmaya başladım. Efendime olan ilgim bağım her şey devam ediyordu, temas ve iletişim olmasa bile. Kendi kendime dedim ki artık olmayacak. Bir süre unuttum desem de olmuyor. Mail atıyorum, sayfada yazıyorum, affedilmek istiyorum ama tüm çabalarım işe yaramıyor. Artık umudumu yitirdim. Benim için BDSM kapanmıştır!
Her şey duruldu derken Twitter (X) hesabı açtım. Tanıdığım ve benim için çok güzel bir kadın vardı. Onu buldum ve birkaç kişi derken benim aklıma yeniden Efendim geldi.
Afitap Hanım Bana Kefil Olacak Kadar Tanımıyordum
O özel ve güzel kadın Afitap Hanım ile sohbet ederken, konu nasıl açıldı hatırlamıyorum, Efendimin adını vermiştim. Efendimle iletişim kurdu ve bana kefil oldu. Aslında Afitap Hanım bana kefil olacak kadar tanımıyordum ama saygımı kendisine karşı asla bozmadım. Her zaman benim için özel ve güzeldi. Bugüne kadar nasıl başardı bilmiyorum ama tüm bana bağlantılarını ile iletişim yollarını kesen o yüce adam bana iletişim kapısını araladı. Yıllar sonra ilk iletişim aynen bu sözlerle başladı: ‘O kefil olmasaydı seninle iletişim kurmam söz konusu bile olamazdı. Onun bokunu yesen bile hakkını ödeyemezsin!’
Ve Efendim beni sınava soktu adeta. Ne kadar iletişim olsa da umudum yoktu. Görevler ile cezalar aldım ve zorlandım. Ben mesela nasıl kendimi falaka çekerim diye hep düşünce içindeydim. Eee ben değimliydim isteyen, unutamayan. Yaparım tabi. Çok geç olsa da yaptım ve başardım. Bir süre görevleri ile cezaları yerine getirdim.
Acaba Bu Son Mesaj Mıydı?
Benim için çok zorlu oldu. Hatalarımdan derslerimi aldım. Burnum sürtüldü. Artık yüz yüze gelme zamanı gelmişti. Efendimden haber bekliyorum. O kadar heyecanlıyım ki anlatamam. Duygu ve hislerimi buraya nasıl dökerim ki? Tabi Efendim erteledi. Ben üzüldüm ve ağladım. İkinci kez görüşme günü belli oldu. Tabi Efendim yine erteledi. Bu sefer tamamen umudumu yitirdim. Artık buraya kadar dedim.
Üçüncü kez Efendim günü ve saati belirledi. Umarım dışarıda buluşuruz dedim. Daha büyük heyecan yaşamamak için kendimi her şey bitmiştir diye ayarladım. Hangi cafe de buluşulacağı belirlendi. Normalde disiplini severim fakat geç kalma korkusu vardı. Erkenden hazırlandım, çıktım, buluşacağımız yere geldim ve beklemeye başladım. Mesaj geldi. Kalbim yerinden oynayacaktı. Tekrar mı iptal olacaktı? Yoksa başka bir sorun mu çıktı? Ya da… acaba bu son mesaj mıydı?
Ağza Sıçmanın Ne Anlamına Geldiğini
Birden tekrar nefes almaya başladım. Neredeyse bayılıyordum. Kendimi zor toparladım. Efendim 10 dk gecikecekmiş. Gerginlikten huyunu unutmuştum. 5 dk bile gecikse haber verir ve geç kalmayı kesinlikle affetmez, haber verilmezse.
İşte o an geldi. Efendim tüm varlıyla tüm yeri doldurdu. 4 yıl geride bıraktığım zamana ağlamak istedim. Sonuçta hatalarımla buraya kadar geldim. Yüzüne bakamıyorum. Sözlerini harfi harfine dinliyorum ama gözümü sürekli kaçırıyorum.
Ağza sıçmanın ne anlamına geldiğini, resmen ağzıma sıçılmadan nasıl olduğunu yaşadım ve yuttum. Efendimin bedensel verdiği acı ruhunuza kadar işler ama sözleriyle direk işkenceyi ruhunuzda yapar ve kalbinize kadar kanatır. Fakat vazgeçemezsiniz çünkü söylediği her söz doğru olduğu kadar hakkettiğinizi bilirsiniz. Bunun için minnettar bile kalırsınız.
Efendime söz verdim. Ayrıca Afitap hanımın bana kefil olmasının hakkını vermeliydim. Bir daha geçmişteki hataları tekrarlamayacağım!
Bu sözün ardından ayağa kalktık. Hava biraz serindir diye külotlu çorap ve elbise giyinmiştim. Buna rağmen üşüyordum. Belki de korkuyordum. Efendimin evine girerken, kölelerin çıplak ayakla girdiklerini biliyordum aslında. Ben şu an resmi kölesi olduğumu değil, köle adayı olduğumu düşündüğüm için çıkarmadan girdim. Belki de sadece unuttum.
Ben Elif’e köle Olmam
Ceza alacaktım! Bunu da ilk adımımdan sonra bakışını görünce biliyordum. Benim tek isteğim ağır ceza alıp hatalarımın silinmesiydi. Beni istemese dahil, iletişimde kalmak istiyordum. Onca hatalarımdan sonra köle olabilmek düşüncesi yoktu. Ayrıca hakketmediğim için aklımdan çıkarmıştım.
Elifi özlemiştim. Onu görmek bana çok iyi geldi. Kıskanç biri değilim fakat başka bir kaleyi asla istemezdim. Ancak Elif’i kendim gibi görüyorum ve kendisi ruhuma iyi geliyor. Bence Elif benim en iyi arkadaşım olabilir.
Ceza sırası geliyor ama ben hazır değilim. 4 yıl geride bırakarak her şeyi unuttum. İtaat etmesini dahi unuttum. Acı eşeğim düştü. Hoş ben itaat edemiyorum, sadece mazoşistim. Ben öyle düşünüyorum. Ara ara bratlik olabilirim bende 🙂
köle Diğer köleyi Satmalıdır
Elif ceza alacağım yeri hazırlıyor. Yerimi aldım ve her şeyden habersiz bekledim. Efendim Elif’e emir verdi. Elif benim çıplak tabanlarıma vuracaktı. Ben o an böyle bir emri hiç beklemiyordum. Açıkçası kendimi kötü hissettim. Beni falakaya çekmesini istemiyordum. Ancak benim isteğim değil, Efendimin isteği önemliydi. Efendimin sert vuruşu Elif’in hafif vurması kadar canımı acıtmıyordu. Ben Elif’e köle olmam, bir kadına köle olmam dedim içimden. Bunu Efendim kesinlikle çok iyi biliyordu. Zaten en büyük marifeti, bir insana acıyı bedeninden ruhuna kadar yaşatmasıdır.
Efendim kesin emir verdi: ‘köle diğer köleyi satmalıdır!’. Ben yapamadım. Elif’i çok seviyorum. Ona kıyamadım, kendime kıydım. Aslında büyük bir hata yaptığımı biliyorum ama her nedense kalıbımızdan anında çıkamıyoruz. Biliyorum bundan dolayı az sonra canım çıkana kadar acı çekeceğim ama yine de yapamıyorum. Daha doğru yapamayacağımı sanıyorum.
Emredilen Cümleyi Diyemiyordum: İyi Yala Köpek
Kabloyla bu kadar kısa sürede tanışacağımı ve tadını alacağımı sanmıyordum. Tabanlarım onca işkenceden sonra sızlıyor tabi. Acı eşiğim çok düşmüş. Yok, ben kimin elinden ceza aldığımı unutmuşum. Efendim sanki mutluydu. Canım yansa da ben de mutlu oldum. Her nedense verdiği her acıyla dayanma gücüm artıyordu her ne kadar acıya dayanmakta zorlansam bile. Efendim kölesine tuhaf bir güç verebiliyor. Sonuçta o güç ağzımı açacaktı çünkü Elif’e tüm işkence boyunca emredilen cümleyi diyemiyordum: ‘iyi yala köpek!’.
Bu kadar tuhaf ve zıt bir durum olabilir mi. Elif hem beni falakaya çekiyor hem de tabanlarımı yalıyor. Yalıyor ki, tabanlarım sonraki darbeler için yumuşak kalsın ve daha çok acı çeksin. Başına geleceklerini bildiği için baştaki gibi yumuşak vurmuyordu. Ama haklı. Efendimizin emri her şeyden üstündür. Ceza alma ihtimali bir tarafa, Elif Efendimizin emrini yerine getiriyor. Asıl ben salak hala ağzımı açamıyorum ve acıdan kıvranıyorum. Bu cezayı fazlasıyla hakkediyorum.
Ayrıca arınmam ve kendim için bu cezaya ihtiyacım vardı. Hem yerimi bilmem, hem de Efendim affetmesi adına büyük acılar çekmek istiyorum. Ayaklarım kıpkırmızı oldu. Canim yanıyor. ‘İyi yala köpek’ diyebildim. Ağır darbelerle, ağır bir bedel ödedim. Bu acıları kesinlikle unutmam. Ruhuma kadar işleyen acıların sayesinde ağzım çözüldü. İyi ki çözüldü çünkü dayanma gücüm kalmadı.
Amını Yala
Bağlarımı çözdükten ve ben acılar içinde adımları oturma odasına atıp yer aldıktan sonra biraz sohbet ettik. Sonra Efendim bana emir verdi Elif’in ayağını yalamam için. Zor olsa da eğildim, Elif bacak bacak üstüne attı ve ben başladım kirli tabanlarını yalamaya. Bir an bir Mistress havası oluştu sanki. Bir şey diyemiyorum Efendim kızacak diye. Hem çekiniyorum hem göt korkusu da var. Başladım köpek gibi yalamaya. Efendim o sırada Elif’e yaklaştı sikini yalatmaya. Acaba Elif ne düşündü bilmiyorum.
Sonuçta Elif için özel durum. Sanki orada olmamam gerekirdi. Belki de bırakıp kalksam ceza alacağım. Efendim bu durumdan memnun ve mutluydu. Elif sperm yutmakta zorlandığını hissettim ve ayaklarını sıktım. Benim desteğim Elif oldu. Her daim ben de ona destek her anlamda veririm elbette. Meğersem Efendim ikimize yetecek kadar sperm akıtmış 😉
Ardından beklemediğim, aklımın ucuna bile gelmeyen bir şey oldu. Efendim yat yatağa dedi. Korktum ve yattım. Elif’e emir geldi: ‘amını yala!’. ‘Hayır, bu olamaz. Asla!’ İç sesimi Efendim duysa ne der acaba?
Efendimize Minnettarız
Elif yaklaştıkça kötü oluyorum. ‘İstemiyorum. Buna hazır değilim Efendim’, demek istiyorum. Diyemiyorum. Elif belki mutluydu ama ben kendimi çok kastım. Keşke kasmasaydım. Belki de bir ilk olduğu için zorlandım ama tadını daha çok çıkarmak isterdim. Sonradan Elif’in de duygularını öğrenince pişman oldum. Keşke tadını tam çıkarsaydım.
Ve artık bizim gitmemiz gerekiyor. Efendim bizim beraber gitmemize izin verdi. Sanal iletişim yok, sadece fiziki sohbete müsaadeliyiz. Ben kahve teklifi yaptım. Elif izin aldı ve oturduk. Kahve içtik, sohbet ettik, günümüz çok güzel geçti.
Ne olursa olsun Elif’le yaşadığım her şey benim için çok özel. Bu imkanı bize Efendim/iz sağlıyor ve biz Efendimize minnettarız. İyiki var, iyikiiiii