Bu benim, köle arkadaşımla yaşayacağım ilk ikili falaka cezamın yazısı. Efendime göre klasik ikili falaka için bir alışkanlık. Ne demek istediğimi video içinde çok iyi anlaşılıyor. Önceleri hiç ikili falaka yazısı okumamıştım. Çok daha iyisi, yazması nasip oldu. Uygulamaya dair sadece birkaç fotoğraf karesi görmüştüm. Efendim’in önceleri ikili falaka üzerine videoları İngilizce olduğu için içeriğini anlamıyorum. Nasıl bir duygu olduğunu merak etmemek imkansız tabii. Efendim bana bu seansın kapısını da açtı.
İşin gerçeği bu bir ceza. Birbirini satmayan kölelerin hak ettiği ceza. Bir sopa, iki köle tabanlarının hakkından gelecek.
Bahtsız Bir Başlangıç Olmuştu
Efendim’in bahşettiği her eğitim, seans, bilgi, paylaştığı ve yaşattığı her şey ayrı birer hazine. Ön yargıda bulunduğum her durum unutulmaz ve tadına doyamadığım bir anıya dönüşüyor. Heyecanla beklediğim seanslar ise, hayal edemeyeceğim tecrübelere dönüşüyor.
Aksiliklerin ve beceriksizliğimin içinde boğulurken; Efendim, Zehra ile çoktan buluşmuştu. Nihayet ben de aralarına katıldım. Ben neden geciktim, sonunda geldiğim halde suratımı neden toplayamıyorum, neşesi yerinde olan Efendim’in ve Zehra’nın tadını kaçırmak gibi şuursuzluğu ne hakla yaparım bilmiyorum. Herkes açısından bahtsız bir başlangıç olmuştu.
köle Arkadaşımın Olmasından Mutluyum
Efendim, ”Ya kendini topla ya da bugünü iptal ederim.” deyip kısa bir an masadan ayılınca bütün bedenime atılmış bir tokat hissetmiştim. Ben şoku atlatamadan Zehra da, “Ne olur topla kendini. Bugün iptal olmasın.” sözüyle iyice afallamıştım.
Genellikle böyle zamanlarda toparlanmam uzun sürer. Hatta duygusal manada yerlerde iyice sürünürüm. O gün tebessümle işe başladım. O an için gerçekçi değil ama bir yerden başlamak lazım. Efendim’in ve Zehra’nın yardımıyla sohbete dahil edilmek beni orada ve anda tuttu. Sahil kenarında biraz oturup biraz yürüyüş yapmak da çok iyi geldi. Günü kaybetmenin ne demek olduğunu ve sonuçlarını düşünmeyi beynim reddediyor. Çünkü, Efendim söz konusu. Zehra’nın da bana aldığı hediyeyi görünce ayrıca sevindim ve duygusallaştım. Çok ince ruhlu, iyi kalpli bir köle arkadaşımın olmasından mutluyum.
İkili Falaka Bizi Birleştirecekti
Bugün beni en iyi toparlayacak ve yola getirecek eylem falakadan başka bir şey olamazdı. Bu defa yalnız bir falaka olmayacaktı. Zehra ile beraber aynı anda falakaya çekilecektim. Yan yana ve sopayla birlikte mücadele edecektik. İkili falaka bizi birleştirecekti. Efendim’in sadistliğine iki köle olarak hizmet edecektik. Bu heyecanı yaşamak için gerçekten istekliydim. Şimdi bunu yaşamış bir köleyim ve istekli oluşum artık yerini, “iyi ki” ye bıraktı. köleliği bana, her yönüyle ve en önemlisi de sadece kendi sadistçe duygularına göre sonuna kadar yaşattığı için Efendim’e sonsuz minnettarım.
Yüz üstü yatırıldık. Yan yanayız. Teninin sıcaklığını hatırlıyorum. Mazoşistliğine hayran olduğum kadın ile falakaya çekilmek üzereyim. O, güçlü ve savaşçı bir köle. Ben de zorlu acılardan geçtim. Geçen sefer Zehra’yı az biraz falakaya çeken ben, şimdi yanında uzanıyordum. Sopayı sallayan da olsam, sopanın inmesini bekleyen de olsam emir kuluyum. Ve bu yer değişimlerinin köle eğitimi için çok önemli olduğunu yaşayarak fark ediyorum. Geçişler, hisler ve yaşananların katkısı her biri özel tecrübeler.
Sopa ikimize birden isabet ederken herkes kendi payına düşen acıyı yaşıyor. Diğer köleyi satmamanın bedelini bir arada ödemek kadar etkili bir ceza olamazdı.
Sopayla Sarsılan Tabanlar
Benim canım, tenim, tabanlarım, falaka kaynaklı acıyor. Zihnimde taşıdığım karmaşık duygu durumları ise, fiziki acıdan beni koparıyordu. Her şey çok basitti ki. Önceki seansta köle arkadaşımı olması gereken şekilde satmadım. O da beni satmadı. Şimdi birlikte cezasını çekmeliydik. Fakat ben zihnimin oyununa gelip ayrıca mental bir acı çekiyordum. Bu gereksiz ve saçma hüzün de zamansız ele geçiriyor beni. Ruhum hıçkırarak ağlamak istiyor. Sopanın acısını hissettikçe duramıyordum zaten. Bir süre kendi kendimle boğuştum.
Sopayla sarsılan tabanlar ve darbeyle kıvranan iki köle. köle olduğumuzu iliklerimize kadar hissettiren bir seans. Varlığının öneminin, emirlerin ne kadar ve nasıl yapıldığına bağlı olduğu bir sonuç ile karşı karşıyaydık. Biz de hatalarımızın farkındaydık. Cezasını çekip affedilmek istiyorduk ve ikili falaka tek çözümüydü.
Ellerimizi Sımsıkı Tutarak
Birbirimizin elini tuttuk, acının getirdiği o yoğun hisleri paylaştık. İki kadın köle olarak, bir yandan acıyı hissederken, diğer yandan el ele vererek bu durumu daha da anlamlı kılmaya çalıştık. Kendi acılarımızın içinde kaybolmak yerine, birbirimizin varlığıyla daha güçlü hissettik. Ellerimizi sımsıkı tutarak, bu zor anı birlikte aşmanın bir yolunu bulmaya çalıştık. Aramızdaki bu fiziksel temas, sadece acıyı değil, aynı zamanda dayanışmayı ve sevgiyi de güçlendirdi. Her zamankinden daha yakındık. Zehra, temas ettiği anda varlığını ve desteğini samimi bir şekilde hissettirebilen bir kadın. Bu, O’nun çok belirgin bir özelliği.
Acının getirdiği yoğun duygular, bizi daha derin bir bağ kurmaya itiyor. Bu tür durumlarda, acı ve sevinç iç içe geçebiliyor. Kim bilir, belki de bu acı, bize hayatta kalma, dayanışma ve köleliğin gerçek anlamını öğretiyor. Acı, bizi teke tek yakalasa zayıflatacak. İyi ki, yan yana ve el eleyiz. Acıyı paylaştıkça, aslında yalnız olmadığımızı anlıyoruz. Bu, yan yana ve yanında olmanın verdiği bir huzur. Acı, geçici bir durum; ancak aramızdaki destek, kalıcı bir iz bırakacak.
Efendim beni falakadan kaldırıyor. Ne hissedeceğimi bilemiyorum. Bu iyi bir şey mi, kötü mü anlayamamıştım.
köleyi Sat
Biz ayaklarımızı kısmen aynı hizada tutabildiğimiz için, falakanın acısını bazı dönemler ağırlıklı olarak ben yaşamışım. Klasik falakada bu sorun olmayacakmış ama bu şekilde kendimizi acıya vererek suçumuzu anladığımızı ispat etmemiz gerekiyordu. Herkes eşit olarak ayaklarını sopaya doğru tutmaya mecburdu. Efendim, aramızdaki adaleti sağlamak için Zehra’yı devamında tek başına falakaya çekmeyi uygun gördü.
Ben bir kenarda, sızlayan tabanlarımın üzerinde dikilmeye başladım. Bedenim yorgun, aklım; karışıklığından arınmış, ruhum rahatlamış. Gözlerim yaşlardan yıkanmış. Artık her halimle berrak bir vaziyette ayağa kalkmıştım. Cezam bitmişti. Söz dinlemeyişimin cezasını çekip, “köleyi sat” emri beynime mühürlenmişti.
Acı, O’na Yakışıyor
Zehra artık karşımdaydı. Tek başındaydı. Biraz önce belirli bir mesafeyi beraber kat etmiş ve yolu yarılamıştık. Şimdi kendi ilerlemeliydi. O’nun yapabileceğine inanıyordum. Zehra’yı falakada seyretmek çok keyifli. O bir mazoşist. Acı, O’na yakışıyor. Acıyla demlenmesine şahit olmak güzel bir fırsat. O’nun adına seviniyorum. Affedilmek üzere. Efendi’sinin elinde ve mutlu. Acıya aç ruhu besleniyor. Efendim’in vuruşu inletiyor ve kıvrandırıyor. Hiç ama hiç basit bir acı değil. köle yanı bir kenara, kadın olarak narin, hassas ve yaratılış itibariyle erkeğe nazaran zayıf bir bünyeye sahipken, ondan belki de beklenmeyecek gücü ve cesaretini gösteriyor.
Efendi’mizin, bizi birbirimize destek verecek şekilde cezalandırmış olması bizim için bir şükür sebebi. Suçumuzla bizi yalnız bırakmadı. Hatalı olduğumuzda bile çözüm yolunu gösterdi. Acıyla baş edebilmemiz için imkan tanıdı.
Efendim öncelikle sizin ve Zehra senin ayaklarının altından öpüyorum.