Efendim’in bana hediyeler aldığı müjdesi ile benim merak seviyem her zaman yükseliyor. İp uçlarına rağmen bulmakta zorlanıyorum. Ne heyecanım ne de döktüğüm diller işe yaramıyor. Meraktan çıldırıyorum ama hiçbir şey elde edemiyorum. Efendim aldığı hediyeyi üzerimde denemeden kıvrandırıyor beni.
Efendim birkaç tahmin hakkı veriyor. Tabii ki bilemiyorum. Tahmin yeteneğime pek güvenmem. Sırf bu yüzden kendimce bir yöntem de geliştirdim. “Elif’in seçeneği bu ise, kesin yanlıştır. O halde, doğrusu tam zıddıdır.” Ne yazık ki o seçenek de yanlış çıkar. Böylece kısır döngüye girerim.
Kıçta Biten Anal Plug
BDSM malzemelerinden henüz hiç kullanmadığım bir şey. Bir dünya malzeme içinden illa bulacağım! Acaba acı veren bir şey mi? Orospuyum ya, belki de deliklerime sokulacak bir şey? Ya da her ikisi bir arada. Deliklerime girecek ve aynı zamanda acı verecek bir şey! Bilmiyorum, arıyorum. Merak nasıl kemiriyor. İnternette bakınıyorum. BDSM malzemeleri yazıp görsellere baktım. Tandık eşyaları geçip epey aşağılara indim.
Bir şey dikkatimi çekti. Evet, bunu daha önce kullanmamıştık. Nedense pek bir ihtimalde vermedim. Bir yandan, çok fazla acı veren ve kısıtlayıcı bir şey gibi göründü gözüme. Öte yandan da kendime yakıştıramadım galiba. Bu düzeydeki acıyı kaldırabileceğimden emin olamadım. Çok acı vereceğini de nereden çıkardıysam! Boyundan tasma ile başlayan, bir bütün olarak devam eden sırttan aşağı inerken elleri de arkada bağlı tutan metal cubuk. Ve sonu kıçta biten anal plug. Birazcık ürkütücü!
O Kanca Benim Nazik Kıçıma Girecek
Ekran görüntüsü alıp Efendim’e gönderdim. Sadece başka bir şey bulamadığım için o görseli gönderdim. Efendim’den gelen mesajla şok olmuştum. Tek seferde tahminimin doğru çıkacağı tuttu. Sadece kancasını almış Efendim. O haliyle de beni korkutmaya yetmişti. Nasıl olur, nasıl yaparım, işte şimdi yandım vs. Kaçacak yer aramaya hiç kalkmıyorum. Çünkü, biliyorum, Efendim aklına koyduğunu yapar. Ve o kanca benim nazik kıçıma girecek! İşte mutlu son.
Ben de her zaman ki gibi korkmakla aklımı bulandırdım. O gün gelene kadar zihnimde acı dolu sahneleri kurdum durdum. Hala cezalara karşı ilk andaki duygu durumlarımı ve bakış açılarımı iyi yönetemiyorum. Efendim’in dünyasını bilen biri olarak herhangi bir durumda ilk hissettiğim duyguların korku ve karamsarlığa dair olması çok yanlış. Tüm korkularımın rahatlıkla aşılabileceğini anlatmış ve sayısız örnekle tecrübe ettirmiş biridir Efendim.
Kancanın Ucundaki Plug Kıçımdayken
Seansta kullanılacak bir kanca kendi başına korkutucu gelebilir. Yalnız, onu Efendim kullanacaksa öyle de korkulmaz. Ağzımın suyu akmalıydı hevesten. Kancanın ucundaki plug kıçımdayken, Efendim’in siki de amımda olacak mı diye iç çekmeliydim. Efendim’in elinde her ne olursa gördüğümde korkmak yerine heyecan duymam lazım. Çünkü, ya mazoşist Elif’in acı çekmesini sağlayacak. Ya da orospu Elif’in zevk alması için kullanılacak. Bir köle yani ben daha ne isterim ki.
Benim Efendim acı verir, zevk verir asla zarar vermez.
Efendim’in sevmediği spor ayakkabılarımı giyip gelmemi emrettiği o gün, bir yerime girecek bu ayakkabı sonunda diye geçirmiştim içimden. Acının kokusu artık sarıyor havayı. Yakındı sopa ile bedenim arasındaki mesafe, kulağımda yankısı belirgindi çığlıklarımın. Bir kez daha yanlış ayakkabı seçimimin bedelini ödemeliydim. Bazı hatalarımda kendimi bile hayrete düşürecek şekilde inatçıyım. Ben ne kadar da laf anlamaz bir köleyim.
Kendi Pisliğimle Yüz Yüzeydim
Sırf bu yüzden aldığım cezaları başka köle alsaydı, Efendi’sinin olmadığı yerde dahi bu tür modelde dolaşmayı asla cesaret edemezdi. Sporunu bile topuklu ayakkabı ile yapardı kesin. Ama ben illa yiyeceğim o sopayı!
Efendim’in aldığı hediyelerin içinde başka bir şey de vardı ki, beni aşağılamak içindi. Elime alıp incelerken ne olduğunu nasıl kullanılacağını kestirememiştim. Beni nasıl aşağılayacaktı bu şey, neydi tam olarak?
Sonunda, Efendim spor ayakkabımın içine burnum girecek şekilde yüzümde tutmamı emretti. Hiç bu kadar iğrenç kokmamıştı ayakkabımın içi. Oh oldu bana. Fazlasını hak ediyordum. Elimdeki malzemeyi kafama geçirdi. Bu başlık ayakkabımı yüzümde tutup beni kendi pis kokumla boğuyordu adeta. Beni bir hayvan gibi kafeste hissettirmişti. Kendi pisliğimle yüz yüzeydim. Burnunu boka saplanmış bir domuz gibi. Akıllı davranıp güzel bir model seçseydim Efendim’in ayağının o mis kokusunu çekerdim içime. Kendimi düşürdüğüm duruma inanamıyorum.
Yüzsüzüm
köle varlığımla, Efendim’in herhangi bir sözünden ya da seanstan dolayı aşağılanmaya her an açığım. Genellikle aşağılanma anında yüzüm hep güler. Ciddi durmakta zorlanırım. Galiba bu manada hiç gururum yok. Yanlış anlaşılmasın. Tabii ki, kölenin gururu olmaz. Ama ben de aşağılanma durumu değişik. Yüzsüzüm. Aşağılanmaya dibine kadar açığım. Efendim’in kölesi olmak ruhuma kanıma öyle işlemiş ki, ne dese ne yapsa insani bir içerlenme ya da aşağılanma hissetmiyorum.
Aşağılanmak için aşağılanmak değil benimkisi. Tam da aptallığımın tuttuğu o an, hata yaptığım an taşın gediğine konacağı an, ne kadar aşağılık olduğumu duymak yerimi bildiriyor.
Tüm dünya karşıma çıkıp ne kadar iğrenç biri olduğumu söylese umurumda değil. Efendim’in emriyle biri yüzüme tükürse, küfürler etse yeterince alınıp aşağılık hissetmek bir yana dursun, gülüp karşımdakini çıldırtmam umarım.
Değerimi belirleyen tek durum, Efendim’in kölesi olmak. Bu bana yetiyor.
Mazoşistliğimi Yaşamamı Da Gözetiyor
Aşağılık kölenin layığı sopadan başkası değildir. Masaya yüzü koyun uzandım. Ellerimin serbest kalacağını sanmıştım ama Efendim müsaade etmedi. Ellerim bağlıyken her şey daha zor. Seansa müdahale etmek için değil, sadece biraz daha rahat hissetmek adına iyi geliyor. Tam da bu haldeyken Efendim elinde kancayla yaklaştı. Biliyorum kendimi, zorlanacağım. Kendimi gevşetmek istiyorum ama elimde değil. Kastıkça kasıyorum.
Sonuçta kancayı hemen kıçıma alamadım. Tenime, kıçıma tanıdık bir parça olan pluglardan biri ile hazırlandım. Hemen her plug, ile aynı şekilde girecek olan kancayı nasıl alamadım acaba! Yalnız, kancanın adı işlevinden önce korkmaya neden oluyor.
Tüm Korkularım Yersiz
Çok öncelerden BDSM üzerine araştırma yaparken, gerçekte işkenceden ve vahşetten farksız olan görseller abartılı işlemlerin etkisiyle geriliyordum. Her şey Efendim’in elinde yeniden işlev ve mana kazanıyor. Efendim kimse gibi değil. Hayatı O’nun gözünden görüp, O’nun gönlündeki gibi anlamak ve lütfettiğini yaşamak ayrıcalıktır. Her defasında yeniden anlıyorum. Tüm korkularım yersiz.
Efendim’in ellerindeyken hiç olmadığım kadar güvendeyim. Kontrolü, dengesi bir cerrah titizliğinde. Kendi sadistliğinin yanında, benim mazoşistliğimi yaşamamı da gözetiyor.
Kanca Kıçımdaydı Artık
“Efendim burada, her şey Onun kontrolünde, uslu dur, e biraz da kölesin ona göre davran.” Kanca kıçımdaydı artık. Benim bulduğum görseldeki gibi metal sopa yoktu. Efendim’in onun yerine iplerle çözüm buldu. Boynumdan geçirdiği ipleri kıçımdaki kancanın dışarıda kalan kısmına bağladı. Ayaklarım da kancaya bağlı. Tüm bedenim kanca merkezli.
Duruşumu, hareketimi ve acılarımı kanca belirleyecek. Nereyi çekiştirsem mutlaka bir yerim gerilip ayrıca acı verecek. Bugüne kadar parça parça seans yaşamıştım. Birinde sadece spank, diğerinde falaka. Şimdi birçok uygulama bir arada. Efendim, beni zamanla bugüne hazırlamış. Hazır olduğumu düşünüp bana bu seansı yaşatması ne büyük şans. Şu halimle tam manasıyla kurbanlık köleyim. (Efendim, beni kendisine kurban kabul ederse en büyük mutluluğumdur.) İnanılmaz kısıtlayıcı, muhteşem bir duruş içindeyim. Kendimi dışardan görmeyi çok istedim o an.
1. Bölümün Sonu
