Cep Telefonu olayının devamında yüze boşalma ile yaşadıklarım nasıl devam etti, okuyun lütfen.
Ağız topu ağzımda, boğazıma geçirilen kemer kısmı ensemde kilitleniyor. Bu kadar değil tabi. Önümde sarkan zincirlerin ucundaki klipsleri teker teker memelerime takıyor Efendim. Bu sıkıştırma, kendinden geçmiş ve uyuşmuş bütün bedenimi acı alarmı ile uyandırıyor. Hareketleniyorum, Duyduğum acının Efendim’i keyiflendirdiğini görüyorum ve bu halini çok seviyorum. Hiç olmaması gereken moral ve motivasyon kaybının yeniden yükseliyor olması ne güzel. Klipslere zamanla alışıyorum gibi ama etimdeki ağırlığı beni zorluyordu da. Omuzlarım öne çöküyor. Ağzım açık. Canımın acısını mırıldanır sesler çıkarıyorum. İlk dakikalarda yutkunabildiğim salyamı artık ağzımın içinde tutamıyorum. Bacaklarıma damlıyor. Efendim, klipslere ayrıca elleriyle baskı yapıyor ki uçları daha da ağrısın. Kısıtlanmanın her türlüsünü seviyorum. Yalnızca Efendim’in istediği şekilde olmaktan ve kontrolün benden çıkmasından mutluluk duyuyorum.
Şuan ki acı bana bir lütuf biliyorum. Canımın yanıyor olması geçici bir hal ama değerini anlayabiliyorum. Efendim bana az evvel yaşananşara rağmen acı veriyor. Ve eminim ki, Efendim beni önemsemese acısını dahi tattırmaz. Diyorum ya, bu acı bir lütuf. Bir tür kucaklama, bir teselli ve umut…
Efendim klipsin zincirine uzanmış. Farkında bile değildim. Zinciri tuttu ve çekiyor. Anında gerilip beni zorluyor. Bağlı olduğum ve canımın acısından zincirle aynı anda hareket ediyordum. Koltukta otururken dizlerimin üzerine düştüm. Efendim ile aynı hizada aynı yükseklikte koltukta otururken şimdi yerdeydim. Çıplak, kısıtlanmış ve her şeye hazır bir köleydim. Terbiyesizliğime karşın beni yine de huzuruna almıştı Efendim. Acım hediyemdi…
Kadının yüzüne boşalma
Cinsellikte kendimi bildim bileli sinirden deli olduğum bir uygulama vardı. Maruz kalan kişinin haksızlığa uğradığını düşünürdüm. Aslında haksızlık bile az. Bir aşağılama, değersiz hissettirmekten başka bir şey değildi bana göre. Normal ilişkilerde ve zevk amaçlı yapılsa dahi fikrim değişmiyordu. Yüze boşalma daha doğrusu kadının yüzüne boşalma. Küfür gibi! İster ön yargılı deyin bana. İster zevksiz. Belki de genelde erkeklerin üzüldüğü, kızdığı veya sinirlendiği zamanlarda ettiği küfürler yüzünden böyle düşünüyorum. Evet, küfürler ile yüze boşalma arasında direkt olarak bir bağlantı yok. Ama kesinlikle düşüncemin zeminini hazırladığına inanıyorum. Birçok duygunun kadınlar üzerinden güç gösterisi yapılarak ifade edilmesi konusu başlı başına yazı olacak kadar geniş. O yüzden kendimle alakalı kısma dönmek istiyorum.
Asla böyle bir tecrübem olmadı. Teklif edilse eden kişi ile de bağlarımı koparacak kadar bu konuya toleransım yoktu. Cinsellikte doğru düzgün yaşanmışlıklarım olmaması ve deneyimlemeden bu yargıya vardığım gerçeğini bilsem de bu beni yumuşatamazdı. Hem ne ki o öyle. Kadın ne anlayabilir, ne hissedebilir ki? Erkeğin de hissiyatını merak ediyorum. Ben bu kadar karşıyken ve reddederken erkekten çıkan meni’ye pis bir şeymiş gibi baktığımı şuanda yani yazarken fark ediyorum. Bunun için erkeklerden özür diliyorum. Niyetim böyle bir şey değil. Bana anlamsız geldiğini belirtmek istiyorum. Ayrıca, bunu özel hayatında severek ve zevkle yaşayan tüm kadınlardan da özür diliyorum ve ayaklarının altından öpüyorum.
Üç delik orospusu olarak görevim
Bir akşam Efendim ile telefonda konuşuyorduk. Yine ben ve hatalarım… Efendim’in değerli zamanından çalıp Onu sinirlendirmiştim. Telefonda sesinin şiddeti en az sopasının şiddeti kadar etkiliydi. Yalvarırken aklıma geldiği gibi dilimden çıktı! Ve şüphesiz köle olarak sunduğum her şeyi yapmak zorundaydım. Bunun dönüşü imkansızdı. Söylerken de fazlasıyla sakindim ve kendimden emindim. Yüze boşalma yani benim yüzüme boşalmayı sundum. Yapardım, yapmalıydım. Ne kadar nefsime ağır gelirse ne kadar zorlanırsam o andaki durumumu kurtarmak için iyi bir fırsat olacağına inanıyordum. Benim tarafımdan 180 derece dönüştü bu karar. Ancak, Efendim bunu neden o kadar vurgulu sunarak yalvarmamı beklemiyordu. Çünkü, “Zaten yapacağım.” diyordu.
Yüze boşalma Efendim’im için normal bir cinsel uygulamaydı. Şaşkındım. Her halükarda bunu yaşayacakmışım haberim yokmuş. Ben söylerken değil de, Efendim’den duyunca daha gerilmiştim. En önemlisi o konuşmayı kurtarabilmiştim. Sesler ve konuşmaların havası neşesi yerine geliyordu. Zihnimin arka planında, Efendim’in yüzüme boşalacağı gerçeği beni kurcalıyordu. Artık konu benden çıkmıştı. Yapacak hiçbir şeyim yoktu. Manevi olarak da emin kolumun bağlanmasının keskinliği ayrı rahatlık.
Ne zaman olur diye doğru düzgün aklıma gelmemişti. Efendim’in yanına her gittiğimde acaba bugün olur mu diye içimden bir kez geçirirdim hepsi o kadar. Sabah düştüğüm durumda cezam bu olabilir mi diye ihtimal vermemiştim. Gerçi böyle bir ilişki uygulamasını ceza gibi değerlendirmem doğru değil, farkındayım. Üstelik Efendim bana bunu yaparken ceza niyetiyle yapmayacaktı. Telefon konusu ile de hiçbir ilgisi yoktu. Bu Efendim’in zevki, benim ise üç delik orospusu olarak görevim.
Efendim banyoya gitmemi emretti. O gün bugünmüş!
Ağzıma gelen olursa da yutacaktım
Elim ayağım birbirine girdi. Nasıl, şimdi o şey mi başıma gelecekti! İçimden sessizce böyle diyordum. Birkaç saat önceki olanlardan sonra gıkımı çıkarmam mümkün değildi. Dışımdan zaten ne olsa yapıp günün kalanını kurtarmak ister bir halim vardı. Ne kadar aşağılanırsam ve canım yanarsa benim köleliğime nimet. İçimden geçenlerden dolayı yine ben kendimi susturuyordum. Banyoya girip, dizlerimin üstüne oturup bekliyorum.
Efendim’in sikini önce ağzıma alıp hazırlamam gerekiyordu. Bir elimde dizimin üstünde tırnaklarımla bacağımı tırmalıyordum. Sonunda nasıl olacaktı bilmiyordum ve korkuyordum. Hızlanmam gerekiyordu. Ağzımı ve elimi kullanarak devam ediyordum. Hep bu şekilde yapıp Efendim’in spermlerini yutacak gibi geliyordu. Alışkanlıktan böyle düşünüyordum. İçimdeki telaş yerini sakinliğe bırakıyordu yavaş yavaş. Hatta gevşeyip kendimi sadece ağzımın ve elimin yaptığı hizmete odaklamıştım. Efendim’in, “Geri çekil.” uyarısıyla durdum ve aşağıya bakar vaziyette bekliyordum. Efendim, “Yüzünü kaldır ve gözlerini kapat.” dedi. Ağzıma gelen olursa da yutacaktım. Bekliyorum…
Efendim’in spermleri yüzüme akmaya başlamıştı. Yanaklarım, dudaklarım sperm içinde kalıyordu. Ağzıma akan her damlayı yuttum. Hepsi bu kadardı işte. Abarttığım kadar yokmuş. Yine bilmeden büyütmüşüm. Herhangi bir rahatsızlık hissetmedim. Benim için falakadan ya da başka bir seanstan çok farklı değildi. Sakindim. Bu anı olması gerektiği gibi yaşayabildiğim için iyi hissediyordum. Başkası olsa beni bu pozisyona katiyen getiremezdi. Ki bir daha yanıma yaklaşamazdı. Şunu da söyleyeyim Efendim’den başkasıyla yine böyle bir şey imkansız. Bu aşamada fikrim hala sabit. Yapmam! Efendim’in emretmesi yetiyor. O özel, O başka, O bir tane. O benim Efendim. Orospuluğun bir aşamasını daha yaşıyordum. Dahası buna layık görüldüğümden dolayı mutluydum.
Bir kez daha ve daha iyi anladım ki Efendim’in bendeki yeri tüm erkeklerden apayrıymış. Buna emindim ama reflekslerime bakarak bilinçaltımı da görmüş oldum. Uslu uslu durdum ve Efendim yüzüme boşaldı… Şüphesiz kölesiydim gururla söyleyebilirim. Kabullendim. En önemlisi de kıçımı kurtarmak için bile olsa bunu Efendim’e ben sundum. Nefsimin üzerinde tepindim resmen.
Not: Bundan böyle telefonumu Efendim dilediği zaman açacak. Parmak izi şifre olarak kayıtlı.
Öncesini oku…
Devamını oku…