Cinsel Eğitim yazımın ikinci bölümünde size ucuz orospu olmanın gururunu anlatmak istiyorum. Efendim bana her insanın ne kadar değerli olduğunu anlatırken, orospuları bile üstün tutar. Başlarda anlamıyordum ama anlattıkça tamamen bakış açım değişmişti. Belki bundan dolayı Efendim’in orospusu olmayı çok seviyorum. Orospu olmanın eğitimi ağır. Derin manaları var. Tabuları yenmek gerekiyor. Adeta kendinle savaşıyorsun. Ve her nedense hoşuna gidiyor. Ucuz orospu olmaksa beni çok derinden etkiledi. En unutulmaz köle ve en orospu görüldüğüm an bu andı.
Ağzım dışında tüm deliklerim dolu. Bacaklarımı açtığımda kendimi savunmasız hissediyorum. Ani hareketler ve bir şeylerin sokulması huzursuz ediyor beni. Fobi denebilir buna. İlk defa bu kadar sınanıyorum şu vaziyette. Neden böyleyim anlam veremiyorum bir türlü. Neyle karşılaşsam hep sıkıntılı taraftan bakıyorum. Amımda vibratör var ve ben fobi falan zırvalıyorum. Efendim vibratöre dokunmamı emrediyor. Ne kadarı içerde anlayabiliyorum. Bu müsade beni rahatlatıyor. Ardından titreşime alıyor ve benim kendi içimde bir şeyler yaşamama ve alan ve zaman tanıyor. Bense, kalçamı yatağa bastırıyorum. Bacaklarım bağlı olmasına rağmen ağrıyor. Açık tutmam şartıyla Efendim bağları çözüyor.
İçimden kocaman bir şey çıktı
Bir orospu olarak en özel andayım. Fakat, haz alacağım yerde kasıyorum kendimi. Kendimi bırakmayı keyif almayı, hatta Efendim’e ceza pahasına vibratör yerine beni siz sikseniz keşke diyebilsem. Vibratörün gıdıklaması hissetmek bile benim için büyük aşama. Bir ara Efendim, vibratörü çeviriyor. Elim amıma gidiyor ama dokunamıyorum. Duygularımı keşfetmek ve olması gerektiği kıvama erişmek için vibratörle fazla vakit geçirmem gerekiyor. Artık çıkarıyor Efendim. Boyutunu bilmesem içimden kocaman bir şey çıktı sanacağım. Korkak köle.
Sesler duyuyorum. Efendim konuşmuyor. Kulaklarımla duyup anlamaya çalışıyorum. Bir şişenin kapağının açılma sesini duyuyorum. İrkildim! Ve tabi hemen kuruyorum. Zeka seviyemi ele veren kısmı açıklıyorum. Efendim’in amıma şişeyi sokacağını zannediyorum. Hatta şişenin kapağı üzerindeyken. Kenarları beni kesmez mi acaba diyorum. Geri çekilirken kesin yırtar geçer!
Karamsar bir korku yaşamıyorum
Göremediğim için korkuyorum. Ne kadar büyük? Ne kadarı girecekti? Sanki tüm bunların önemi varmış gibi. Efendim ne isterse yapardı. Saçmalıyor muyum derken, Efendim şişenin ağzını amımda gezdiriyor. Sahiden şişeyi alabilecek miydim? Bacaklarımı kısıyorum. Efendim, ‘aç bacaklarını’ diyor ama elimde değil. Öyle kaldım bir an. Sağ bacağımın iç kısmına eliyle vuruşunu ve çıkan sesi unutmadım. O bacaklar açıldı. Bir sallanmayla şişedeki sıvı amımdan içeri gitti. Neydi ki bu sıvı. Su? Gazoz? Bilmiyorum. Yakıyor, galiba asitli. İçinde biber salçası mı karıştırdı Efendim? Her şey olabilir. Düşündüğüm hiçbir şeyde! Altında ateş yakılmış av gibi bağırıyorum. Efendim halime gülüyor. Tekrar bir dalga geliyor. İlk an, yanma ve hemen ferahlatıcı bir etkisi var. Bütün vücudumu etkiliyor. Boğazımda algılıyorum serinliği. Denizde çırpınıyor gibiyim.
Sıvı geri gelirken yakıyor, ısırıyor amımı. Kasıklarım, bacaklarım ve kalçamın altı ıslanıyor. Asit zerreleri minik minik patlarken gıdıklıyor. Karamsar bir korku yaşamıyorum. Şaşkınlığı üzerimden atamamış olmam önemli değil. Bir kez daha yaşamak istiyorum. Hoşuma gidiyor. Meraklandım. Çok geçmeden yeni bir dalga altındayım. Lezzetli yakıcılığı beni yatakta kıvrandırıyor. Hafızamdaki en kalıcı detayı da o yakmasıdır. Çığlık ve gülme esnasında içimde kalan sıvı azar azar dışarı çıkıyor. Efendim gözlerimi açtırıp ne olduğunu gösteriyor. Köpüklü şarapmış!
Gerçekten mi, hiç beklemiyordum. Aklımdan geçmesine engel olamadım. Ben şarabı ziyan etmiş olabilir miydim? Benim için değer miydi? Efendim bana farklı ve güzel duygular yaşatmak için şarabın yarısını feda etmişti. Şarabı kendimden üstün görmüştüm o an. Oysa ki, Efendim eğer regli olmasaydım, şişede kalanını içebileceğinden söz ediyordu. köle olarak ne kadar şanslıyım kestiremiyorum artık. Efendim’in hissettirdiği duyguların ucu bucağı yok.
kölelik psikolojisi
Efendim içerde beni bekliyordu. Kımıldadıkça damla damla akıyor şarap ve yakıyor. Yavaş yavaş yatağın ucuna geldim ama kalkamıyorum. kölenin amı tutmuyor. Havluyu altıma alıp paytak yürüyüşlerle Efendim’in yanına gittim. Halim ikimizi de gülümsetiyordu. Benim yerimde başka biri olsaydı, başka türlü bir zevk yaşayacağını öğreniyorum. Bende kendimde bu eksikliği bildiğim için şaraba öyle baktım. Yoksa, benim için rüya gibi bir deneyimdi. kölelik psikolojisi ve her daim acı olacağı düşüncesi zaten zayıf olan algılarımı daha çok kapattı. kölenin mutlu olma hakkı yok diye nereden öğrendiysem!
Efendim tüm kalıplarım dışında. Şarabın her damlası için teşekkür ederim Efendim. İnanıyorum, içimdeki küçük orospu bir dahaki sefere, o her damlanın tadını amından alacak. Ve Efendi’sinin elinden bu zevki de yaşayacak. Benim Efendim acının Efendisi olduğu gibi mutluluğun da Efendisi…
Son damlalar gaz ile çıktığı için yerimde duramadım artık ve regli olmamdan dolayı da, Efendim’den izin alarak banyoya temizlenmeye gittim.
Büyük anal plug’ı alabiliyorum
Döndüğümde anal plug’ı değiştirme zamanı gelmişti. Masada karşılıklı oturuyorduk. Efendim, sandalyesini biraz geri alıp beni yanına çağırdı. Hemen önünde, masanın altına doğru eğilmem için beni yönlendiriyor Efendim. Alanım dar, benim açımdan orta anal plug’a geçiş de ayrı stres ve duruşum da köpeksi. Ellerim yerde kıçım havada. Yapman lazım köle! Küçüğü çıkacak, ortancası girecek. İşte hepsi bu kadar. Birkaç saniyede çıkarıyor Efendim. Diğerini sokuyor. Efendim’in eli de çok hafif. O yüzden kolay olup bitiyor. Efendim, esnekliğimi fark edince, vakit kaybetmeden en büyüğü ile devam edelim istiyor. Benim kendime güvenim yok ama Efendim yaparsın diyorsa, yaparım. İçten içe tedirginim ama, ‘Siz nasıl isterseniz Efendim’ deyip siyah ve büyük anal plug’ı alabiliyorum.
Kendime inanamıyorum ama kaldırabiliyormuşum ben de. Korktuğum kadar yokmuş. Saniyelik sıkışma hissinden başka bir şey değilmiş. Ne çok korkularım var. Ödleğin tekiyim anlıyorum. Bir şeye de gözü kara şekilde atlayıversem ne olur yani. Hep bir endişe. Nereye kadar! Efendim yanımda işte. Ondan başka güven ve garanti verici ne olabilir. İlla yaşayarak kabullenecek bu köle. Sanki başka karşılaşabileceğin alanın var! Sanki merak etmiyorsun! Sen burada gerçeksin. Yalnız, Efendim’in bana daha doğrusu kıçıma güvenerek orta boy dan hemen büyük boya geçişi bana çok iyi gelmişti.
Beni sikmeniz için yalvarabilirim
Yaklaşıyorum galiba. Bu aşamadan sonrasında Efendim beni götümden sikecekti. Zaman geçtikçe sabırsızlığım da artıyor. Hiç olmamıştı. İlk kez öyle sikilecektim. Nasıl olur, neler hissederim acaba. Daha bir ait olacaktım şüphesiz. Efendim’den önce sabırsızlanmak bir kenara dursun, bunu yaşamayı hiç planlamamıştım. Efendim’in emri ve zevki söz konusuysa bedenim istediği yerde ve zamanda hazır.
Sohbet sırasında ve takip eden seans zamanlarında boyutu önemli olmamakla birlikte anal plug unutup devam ediyorum. Büyük ama tatlı bir oyuncakmış. Çıkma zamanı geldiğinde sanıyordum ki, Efendim beni sikecek…
Günün yorgunluğunun ardından kaldıramayacağımdan belki, regli oluşumun da ayrıca ağrı yapma ihtimalinden dolayı da Efendim, bugün olmayacağını söylüyor. Azıcık rahatladım ama gerçekten Efendim’e bu türden ilk kez orospuluk yapacağım için çok heyecanlıydım. Biraz içim burkuldu. Yapabileceğim bir şey yoktu. Demeliydim ki, Efendim ben hazırım ve beni sikmeniz için yalvarabilirim. Acısın Efendim. Nasıl olsa geçecek. Hatta yalvarsaydım keşke. Aklım başıma sonradan geliyor. Efendim, bedenimi ve sınırlarımı en iyi bildiği için uygun gördüğü zaman olacaktı. Elindeyken kölesinin her halini gözeten Efendim. Siz çok büyüksünüz ve çok iyisiniz. Teşekkür ederim Efendim.
Orospuluğun bir yolu yok. Ne de olsa üç delik orospusuydum Efendim’in. Ağzım ne güne duruyordu. Gün içinde bir tek yorulan ben değilim elbette.
Sen Efendi’nin orospususun
Kesinlikle Efendim benden daha çok yoruluyor, bir sürü şey düşünüyor. Biraz keyif zamanı. Efendim, yatağında uzanıyor. Ben de yatağa çıkıp, yaklaştım. Dizlerimin üzerinde durdum. Efendim, orospusunun ağzını sikerek hizmet alacaktı. Çamaşırını indirirken çok masumca ve narin davrandım. Ama niyetim tam orospuluk. Efendim uzanırken daha rahat yapabildiğimi biliyor. Genizim yanmıyor. Zevkini yaşayacakken, beni de düşünüyor. Kaçıncı kez orospuluk görevimi yerine getiriyorum. Sayısını kestiremiyorum artık. Bu beni çok mutlu ediyor. Efendim’in malı olarak, Ona hizmet içinde olmak beni köle olarak tamamlıyor. Öncekilerine göre yapmam gerekeni biraz daha iyi biliyor ve hareketlerim Efendim’in de yönlendirmesiyle ağzımı çalıştırıyordum. Ellerimle de dipten yukarı doğru oynuyordum.
Keşke Efendim kalkıp beni sikse. Regli olmamın etkisi ve gün içindeki diğer seansların yoğunluğu nedeniyle bugün hiç sikilmediğim aklımdan geçiyor. Üzülüyorum ama diğer yandan ise, hiç olmazsa bunun eksikliğini hissediyorum ya, bunun farkında olmak ve aslında Efendim tarafından sikilmeyi isteyebildiğim için kendime dair umut ışığıdır bence. Ne de olsa, dişilik konusunda gerilerdeyim. Ağzımın sikilmesi günün sonunda hediyem. Ağzım ağrıyor ama hızlı da olmalıydım. Zorlanmadan olmazdı. Ben bu düşüncelerdeyken, Efendim’in proteinleri ağzıma doluyor. Fani bedenimin refleksini kontrol etmeye çalışarak yutuyorum hepsini. Bittiğinde başımı yukarı kaldırıyorum ama başım önümde. Efendim’e bakamıyorum. Kalkamıyorum üstelik. Nedir bu utangaçlık hali. Sen Efendi’nin orospususun.
Adım ucuz orospu
Üstümü giyinirken henüz iç çamaşırlarımlayken, Efendim yanıma geldi ve diz çökmemi emretti. Şaşkın ve tebessümle yere oturdum. ‘Ucuz orospu olmanın bedeli’ dedi ve yüzüme tek haneli parayı attı. Yerden topladım. Aklıma gelmezdi hiç böyle bir şey. Daha o an gözlerim doldu. Evet, orospuluk yapmıştım. Ama ‘ucuz orospu’ olmak daha ağır geldi. Kendimi gerçekten aşağılık ve berbat hissetmiştim. Kendimi bıraksam, oracıkta içimi çeke çeke ağlamak isterdim. Gerçek orospular görse halimi pek eğlenirlerdi sanıyorum. Onlardan çok alt seviyedeydi yerim. Adım ucuz orospu ve aldığım bedel alay konusu edilebilecek türdendi. En unutulmaz köle ve en orospu görüldüğüm an bu andır…
Efendim’e teşekkür edip giyindim. Efendim’in bu hareketi bana kölesi ve orospusu gördüğünün farklı bir ifadesi. Aslında, belki garip ama gururlanan bir tarafımı da keşfettim. Allak bullak olmuş bir zihinle yola koyuldum. Sabahtan akşamın o saatine kadar su dışında hiçbir şey yiyip içmemiştim. Bir büfeden sandviç aldım. Yanımda da Efendim’in buzdolabından izinle aldığım meyve suyum vardı. Hafif yüksekçe bir betona köpek gibi oturup karnımı orada doyurdum. Yanımdan toplu taşımadan inen onlarca insan gelip geçiyordu. Başım dik ama hepsinden düşük olduğum ve en önemlisi de Efendim’in şanslı köpeği olduğumun farkındaydım. Ucuz orospu olmam sayesinde o akşam karnım doymuştu.
Başta beni hüzünlendiren bu yeni özelliğimi sevmiştim. Ben ucuz ama Efendim’in orospusuyum…
İlk Bölümü Oku